Su ve atık su arıtma çözümlerinde global liderlik hedefi

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Genel Müdür Yardımcısı Özgür Ozan Güngör, ASM Arıtma Sistemleri’nin sektördeki yenilikçi yaklaşımını, mühendislik gücünü ve 2025 yılı hedeflerini anlattı. Güngör, “Türkiye’nin çevre yatırımlarındaki artışı, hem sektörel büyüme hem de sürdürülebilir gelecek için bir fırsat olarak görüyoruz” dedi.

2002 yılında kurulan ASM Arıtma Sistemleri, su ve atık su arıtma sektöründe anahtar teslim projeleriyle hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada adından söz ettiriyor. Kapak konumuz kapsamında bir röportaj gerçekleştirdiğimiz Genel Müdür Yardımcısı Özgür Ozan Güngör, şirketin mühendislik gücünü, projelerdeki titiz yaklaşımını ve çevre yatırımlarıyla şekillenen büyüme vizyonunu anlattı. Güngör, “2024’te ihracatımız toplam iş hacmimizin %60’ını oluşturdu. 2025 yılında çevre yatırımlarının artmasıyla sektördeki liderliğimizi daha da pekiştirmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

Özgür Bey, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Merhaba, ismim Özgür Ozan Güngör. 1980 doğumluyum ve 2002 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümünden mezun oldum. 2008 yılından bu yana ASM Arıtma Sistemleri’nde çalışıyorum ve son 9 yıldır Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapmaktayım. ASM Arıtma Sistemleri, su ve atık su arıtma sektöründe projelendirmeden uygulamaya kadar anahtar teslim hizmet veren bir firmadır. Mekanik, elektrik ve inşaat süreçlerini bir bütün olarak ele alarak projeler geliştirmekteyiz.

Görevim, projelendirmeden başlayarak sahadaki yapım, merkezdeki üretim, devreye alma ve işletme süreçlerini kapsıyor. Yaklaşık 16-17 yıldır bu sektörde ve ASM çatısı altında hizmetlerimi sürdürüyorum.

ASM Arıtma Sistemleri’nin ekibi ve mühendislik gücünü anlatabilir misiniz?
ASM Arıtma Sistemleri, 2002 yılında kurulmuş ve o günden bu yana ivmelenerek büyüyen bir firmadır. Üretim, mekanik, elektrik ve inşaat disiplinlerini bir araya getirerek anahtar teslim projeler sunuyoruz. Sektörde bu kapsamda çalışan az sayıdaki firmalardan biriyiz. Şirketimiz, hem yurt içinde hem de yurt dışında güçlü bir büyüme grafiği sergilemekte ve sektöre yön vermektedir.

Ekip yapımız dönemsel projelere göre değişmekle birlikte, ortalama 200 kişiden oluşuyor. Bunun yaklaşık %40’ı, çevre mühendislerinin ağırlıkta olduğu mühendislik kadrosundan oluşuyor. Mekanik, elektrik, mekatronik ve inşaat mühendislerimizden oluşan teknik ekibimiz, her aşamada aktif rol alıyor.

Ayrıca projelerin alınmasından uygulama süreçlerine kadar entegre bir yapıdayız. Satış birimimiz, tamamen mühendislerden oluşuyor ve tekliflendirme, projelendirme ve maliyetlendirme süreçlerini yürütüyor. Üretim birimimiz ise mekanik ve elektrik ekipmanların tasarımı, imalatı ve SCADA yazılımları gibi birçok aşamayı kendi bünyesinde gerçekleştiriyor.

Bir projenin talepten üretime kadar olan süreci nasıl ilerliyor?
Bu süreci iki farklı kategoride ele alabiliriz: kamu ihaleleri ve özel sektör talepleri.

Kamu ihaleleri:
İller Bankası, DSİ ve Büyükşehir Belediyeleri gibi resmi kurumlar, projelendirme ve ihale süreçlerini yürütmektedir. Bu aşamalarda resmi kurumlara ve projelendirme firmalarına teknik destek sağlıyoruz. Ancak tasarım süreçlerinde genellikle yer almıyoruz.

Özel sektör:
Kimya, gıda veya üretim sektörlerinden gelen taleplerde ise süreci ihtiyaç analiziyle başlatıyoruz. İlk olarak, arıtılacak suyun karakteristiğini belirliyoruz. Bu suyun biyolojik, kimyasal ya da fiziksel arıtma yöntemlerinden hangisiyle işleneceğine karar veriyoruz. Kullanılacak teknoloji ve ekipmanlar tasarlandıktan sonra tekliflendirme ve üretim aşamalarına geçiyoruz.

Arıtma tesislerinde kullanılan cihazların seçim kriterleri nelerdir?
Özellikle devlet kurumlarına iş yaptığımız için, enstrüman seçiminde kalite ve güvenilirlik birinci önceliğimizdir. Yıllardır çalıştığımız ve sektörde kendini kanıtlamış partner firmalarla iş birliği yapıyoruz.

Kamu projelerinde, genellikle idarelerin belirlediği markaları kullanmamız talep ediliyor. Bu, servis ve yedek parça desteği açısından avantaj sağlıyor. Özel sektörde ise kalite, maliyet ve uzun ömürlü kullanım gibi kriterlere odaklanıyoruz. Ucuz gibi görünen ancak uzun vadede daha maliyetli hale gelen ekipmanlardan kaçınıyoruz.

Türkiye’nin dört bir yanında projeler üstleniyoruz ve teslim sonrası servis taleplerine de hızlıca yanıt verebilmek için güçlü bir lojistik altyapıya sahibiz. Kaliteli ve güvenilir ürünler kullanarak uzun vadeli çözümler sunmayı hedefliyoruz.

2024 yılı değerlendirmesi ve 2025 yılı hedefleriniz nelerdir?
2024 yılı bizim için oldukça verimli bir yıl oldu. 2023’ü beklentilerimizin üzerinde kapattık. Ülkemizde çevre yatırımlarına verilen önem giderek artıyor ve bu da sektörü büyütüyor. Ayrıca yurtdışında üstlendiğimiz projelerle dövize endeksli dalgalanmaların etkisini minimize edebiliyoruz.

2024 yılında iş hacmimizin %60’ını ihracat, %40’ını yurtiçi projeler oluşturuyor. Üretim, kesintisiz devam etmesi gereken bir süreç. Bu nedenle, istihdamı korumak ve üretimi sürdürülebilir kılmak adına sürekli yeni iş fırsatları yaratmaya odaklanıyoruz.

2025 yılı için ise Avrupa Birliği uyum yasaları ve iklim değişikliği politikalarına paralel olarak çevre yatırımlarının artacağını öngörüyoruz. Hem yurtiçi hem de yurtdışında büyümemizi sürdürmeyi hedefliyoruz.